"Aydınlıkta göremeyen birinin geceyi canlandırma arzusu, soyutlama sürecinden nasibini almamış düzmece soyutu örtbas edeceği bir kılıftır. Gece, içini istediğimiz gibi dolduracak şekilde, görünmez hale gelen boşlukların dölyatağı olarak, salt yetersizliği kamufle etmeye odaklanmış saçmalamaya kendiliğinden meşruiyet sağlar. Bundan ötürü geceyle flört eden görüntünün, temsilini başkasının tahayyül gücüne havale ederek aradan çekilmek daima cazip gelir insana. Gece, ateş saçan hayvanlardan kristal çiçeklere dek tepeden tırnağa ışığa boğulmuştur burada; tekinsiz ama zifiri karanlıkla ilgisi olmayan bir aydınlık gece. Apaçık: Aydınlıkta göremediği için karanlıktan medet uman sanatçı, tahayyül yetisinin armağanı olan yaratıcı soyutlama özgürlüğüne ister istemez ihanet etmek zorunda kalmıştır. Gece, aydınlıkta görülebiliyor olmanın izini taşıdığı sürece, sahte gecedir. Hem, kimse gün ışığında görebildiğinden ötesini geceye aktaramaz..."
Mehmet Ergüven önceki kitaplarında olduğu gibi Aydınlıkta Görmek kitabında da görme biçimleri üzerinde dururken, onun hayatla bağını kurarak bizi rahatsız eder ve ezberimizi bozmaya yönelir. Ezberimizi bozar çünkü gördüğümüzü sandığımızın aslında göremediğimiz olduğunu anlarız. Karanlıkta bakmak ile aydınlıkta görmek arasındaki uçurum üzerine kafa yorulması gerektiğini işaret ederek her denemede sadece bir soru işaretiyle değil birçok soru işaretiyle okuyucuyu muallakta bırakır. Karanlıkta bakmak sıradandır. Aydınlıkta görmek ise cesaret ister. Böylece Ergüven denemeyi, görmeyi bir cevaplar silsilesi olmaktan çıkararak sorularla kuşatılmış olarak bırakır. Öte yandan Ergüven elbette kolay bir yazar değildir. Kendini, kelimelerini kolaylıkla ele vermeyen, çaba gerektiren ve bu çabanın sonunda elbette karşılığını hayli hayli veren bir yazardır.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Bu kitabı beğenenlere yazarın Sırdaş Görüntüler isimli kitabını da öneririm.
Sanat eleştirisiyle ilgilenen herkesin MEHMET ERGÜVEN imzalı her yazıyı okuması gerekir zaten. Her kitabı bir diğerini bütünlüyor. Marka isim.
Mehmet Ergüven önceki kitaplarında olduğu gibi Aydınlıkta Görmek kitabında da görme biçimleri üzerinde dururken, onun hayatla bağını kurarak bizi rahatsız eder ve ezberimizi bozmaya yönelir. Ezberimizi bozar çünkü gördüğümüzü sandığımızın aslında göremediğimiz olduğunu anlarız. Karanlıkta bakmak ile aydınlıkta görmek arasındaki uçurum üzerine kafa yorulması gerektiğini işaret ederek her denemede sadece bir soru işaretiyle değil birçok soru işaretiyle okuyucuyu muallakta bırakır. Karanlıkta bakmak sıradandır. Aydınlıkta görmek ise cesaret ister. Böylece Ergüven denemeyi, görmeyi bir cevaplar silsilesi olmaktan çıkararak sorularla kuşatılmış olarak bırakır. Öte yandan Ergüven elbette kolay bir yazar değildir. Kendini, kelimelerini kolaylıkla ele vermeyen, çaba gerektiren ve bu çabanın sonunda elbette karşılığını hayli hayli veren bir yazardır.