Yirmi yıldır kültür gazeteciliği yapan Beşir Ayvazoğlu, 1987-1997 yılları arasında Tercüman, Türkiye ve Zaman gibi gaztelerle çeşitli dergilerde yayımlanmış yazılarından unutulmasını istemediklerini yayımladıkları tarihleri esas alarak kronolojik sırayla sunuyor. Türkiye'nin son on yıllık kültür hayatına ışık tutan ve bir çeşit "günlük" niteliği de taşıyan bu kitapta, "devam ederek değişmek, değişerek devam etmek" görüşünü savunan bir yazarın, kültürümüzün dünü, bugünü ve geleceği hakkındaki tesbitlerini, tenkitlerini, tahlillerini okuyacaksınız.
Ayvazoğlu’nun bu kitabı gazetelerde yayımlanan başta edebiyat ve bir çok kültür alanından önemli bilgilerden oluşuyor. Yazarın dili rahat okunacak bir yapıda, özellikle edebiyatmızda çoğunlukla yanlı bakış açısından dolayı yanlış bilinen pek çok gerçeği gün ışığına çıkarması bakımından da mühüm bir çalışma. Kültür sanat düşkünlerinin kütüphanesinde bulunması gereken bir eser..
Benim Zaman gazetesinde bir denemesini beğenerek okuduktan sonra, bir kitapçıdaki tozlu raflar arasında bulduğum bir kitap olarak hatırlıyorum bu kitabı. Her denemesinde ayrı bir zevk aldığım bir eser. İsmini satır aralarında duyduğum ama haklarında fikir sahibi olmadığım önemli kişiler jakkında çok şey öğrendiğim bir kitap. her zaman baş ucu yapılabilecek bir kitap ayrıca. Ben Beşir Ayvazoğlu deyince Edebiyatçı değil bir Toplum bilimci anllıyorum. Her satırı çizilmeli. Geçmişe, yarına ve geleceğe ait çok önemli yorumlar taşıyor. Hatta şu Orhan Veli ve Melih Cevdet Anday ile ilgili yaptığı eleştiri muhteşem. Birde Salvadore Dali ilgili yaptığı daha da güzel. Okunmalı.
Gazeteci-yazar olarak tanıtılan yazarları,sırf gazteciliği yazarlıklarının önünde gördükleri/gösterdikleri için kuşkuyla karşılasam da Beşir Ayvazoğlu gibi yılların çalışkanı ve başarılısı olmuş bir insana bu nedeni öncelediği için kızamam.Bu,ona özel bir torpil sayılmamalı.Gazeteciliğini mecburi olarak yapar.Kitlelere ulaşmada en geçerli yol gazete olduğundan,işinin başına “kültür” sıfatını ekleyerek yapar bunu.Derdi gazetecilik değildir demek ki.İşte yıllarını adadığı gazetelerde muhtelif zaman ve vesilelerle yazdıklarını (87-97 yılları)topladığı kitabında, bu kültür hizmetini yerine getirmiştir.İlk bakışta aktüalitesi kaybolmuş konular olarak görünürse de yazılarda bugünü ilgilendiren ipuçları bulmak mümkün.Hatta bir yazar, bir şair, bir konu ve olayla ilgili bugün söylenmesi gerekenleri söylemeştir o yıllarda.Kitaplara isim vermedeki seçiciliğini her fırsatta tekrarlayacağım Ayvazoğlu’nu “Altı Çizili Satırlar”da vurgulamak,eserlerine sıradanlık atfetmenin affedilmek yanlışını dikkat çekmekten aciliyet kazanır.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Ayvazoğlu’nun bu kitabı gazetelerde yayımlanan başta edebiyat ve bir çok kültür alanından önemli bilgilerden oluşuyor. Yazarın dili rahat okunacak bir yapıda, özellikle edebiyatmızda çoğunlukla yanlı bakış açısından dolayı yanlış bilinen pek çok gerçeği gün ışığına çıkarması bakımından da mühüm bir çalışma. Kültür sanat düşkünlerinin kütüphanesinde bulunması gereken bir eser..
Benim Zaman gazetesinde bir denemesini beğenerek okuduktan sonra, bir kitapçıdaki tozlu raflar arasında bulduğum bir kitap olarak hatırlıyorum bu kitabı. Her denemesinde ayrı bir zevk aldığım bir eser. İsmini satır aralarında duyduğum ama haklarında fikir sahibi olmadığım önemli kişiler jakkında çok şey öğrendiğim bir kitap. her zaman baş ucu yapılabilecek bir kitap ayrıca. Ben Beşir Ayvazoğlu deyince Edebiyatçı değil bir Toplum bilimci anllıyorum. Her satırı çizilmeli. Geçmişe, yarına ve geleceğe ait çok önemli yorumlar taşıyor. Hatta şu Orhan Veli ve Melih Cevdet Anday ile ilgili yaptığı eleştiri muhteşem. Birde Salvadore Dali ilgili yaptığı daha da güzel. Okunmalı.
Gazeteci-yazar olarak tanıtılan yazarları,sırf gazteciliği yazarlıklarının önünde gördükleri/gösterdikleri için kuşkuyla karşılasam da Beşir Ayvazoğlu gibi yılların çalışkanı ve başarılısı olmuş bir insana bu nedeni öncelediği için kızamam.Bu,ona özel bir torpil sayılmamalı.Gazeteciliğini mecburi olarak yapar.Kitlelere ulaşmada en geçerli yol gazete olduğundan,işinin başına “kültür” sıfatını ekleyerek yapar bunu.Derdi gazetecilik değildir demek ki.İşte yıllarını adadığı gazetelerde muhtelif zaman ve vesilelerle yazdıklarını (87-97 yılları)topladığı kitabında, bu kültür hizmetini yerine getirmiştir.İlk bakışta aktüalitesi kaybolmuş konular olarak görünürse de yazılarda bugünü ilgilendiren ipuçları bulmak mümkün.Hatta bir yazar, bir şair, bir konu ve olayla ilgili bugün söylenmesi gerekenleri söylemeştir o yıllarda.Kitaplara isim vermedeki seçiciliğini her fırsatta tekrarlayacağım Ayvazoğlu’nu “Altı Çizili Satırlar”da vurgulamak,eserlerine sıradanlık atfetmenin affedilmek yanlışını dikkat çekmekten aciliyet kazanır.