"Doğu Sorunu'nun çözümü, yani bu diplomatik münasebetsizliğin çözümü Avrupa Türkiye'sinin yıkılmasında ve bir dizi demokratik devlet örgütlerinin yaratılmasında yatar...""Doğu Sorunu Balkan Yarımadası'nda ezilen ve uşaklaştırılan güney Slav ve Yunan erkeklerinin kılıcı ile çözülmesi şart. Çare ise bütün Güney Slavlarla Yunanlıların birlikte ayaklanmasıdır, birlikte ve aynı zamanda; savaşın parolası: "Türkler Avrupa'dan defolsun!" Olmalıdır...""Bazı şeyler olanaksızdır. Granit kayasında Medici Venüs'ü, ayı postundan frak ve filden kanarya yapılamaz. Aynı şekilde tembel, üşengeç ve kayıtsız olan göçebe soyu Türkler de Avrupa halkına dönüştürülemez" diyordu Gustav Rasch.Rasch'in 1873'te yayınlanan kitabındaki bu görüşleri Avrupa'da Türkler hakkında daha önce veya daha sonra yazılmış bir çok kitapta da görülür. Ancak Avrupalıların Türklerle ilgili hakaret ve olumsuz düşüncelerini içeren kitaplar Türkçe'ye ya çevrilmez, ya da yayınlanırken sansürlenir. Gustav Rasch'in Avrupa'da Türkler isimli kitabı herhangi bir sansüre tabi tutulmadan okuyucuya sunuluyor.
İnsan bu kitabı okuyunca,neden Avrupa Birliği’ne girişimiz önünde dirençli olduklarını anlayabiliyor.Adamlar yüzyıllardır bizi istilacı,barbar,vahşi bir toplum olarak görmüşler.Ne kadar önyargılı olduklarını (günümüz koşullarında da) anlamak için okunması gerekli bir eser…
Ya sabirr…Nitekim ancak ve sadece sabirla okunulabilecek bir kitap. O zamanin Avrupasi ve özellikle Balkanlarda nüfuzlu Almanlarin bazilarinin da baska türlü düsündügünün iyi bir ispati. Siz gidin, hela nedir, nasil kullanilir ögretin; adamlar gelsin sizin medeniyetiiniz üzerine ahkam kessin. Ayrintilarda kaybettigimiz birkac da vasif bulacaksiniz. Kisaca: Önyargili, tarafli ve siyasi amaclarla yazilmis bir eser. Fakat Türkceye cevirilmesi büyük bir lütuf. Sinir bozucu olmasina ragmen, okunmali!
Türkleri açık seçik kötülemek için yazılmış olan kitapta çok ilginç ve çarpıcı örnekler ve açıklamalar verilmiş. Eğer yazar 1870’li yıllardaki Türkiye’yi bir nebze olsun doğru aktarabilmişse, bu bile Türkiye’nin ne kadar kısa zamanda ne kadar önemli bir yol katedilmiş olduğunu gösterir. Yazarın dunduğu çözüm önerilerinden biri ise Türkler’de görmüş olduğu gevşekliği Müslümanlığa bağlamasından dolayı Müslümanlıkla bağların koparılması gerektiği. Bunun yanında dyazarın yazdığı diğer çözüm önerilerinin önemli kısmı zaten hayata geçirilmiş durumda. Herşeye rağmen bir yabancının gözüyle 140 yıl öncesinin nasıl olduğunu öğrenmek ve nelerin değişip nelerin değişmediğini görmek bakımından okunabilir bir kitap.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
İnsan bu kitabı okuyunca,neden Avrupa Birliği’ne girişimiz önünde dirençli olduklarını anlayabiliyor.Adamlar yüzyıllardır bizi istilacı,barbar,vahşi bir toplum olarak görmüşler.Ne kadar önyargılı olduklarını (günümüz koşullarında da) anlamak için okunması gerekli bir eser…
Ya sabirr…Nitekim ancak ve sadece sabirla okunulabilecek bir kitap. O zamanin Avrupasi ve özellikle Balkanlarda nüfuzlu Almanlarin bazilarinin da baska türlü düsündügünün iyi bir ispati. Siz gidin, hela nedir, nasil kullanilir ögretin; adamlar gelsin sizin medeniyetiiniz üzerine ahkam kessin. Ayrintilarda kaybettigimiz birkac da vasif bulacaksiniz. Kisaca: Önyargili, tarafli ve siyasi amaclarla yazilmis bir eser. Fakat Türkceye cevirilmesi büyük bir lütuf. Sinir bozucu olmasina ragmen, okunmali!
Türkleri açık seçik kötülemek için yazılmış olan kitapta çok ilginç ve çarpıcı örnekler ve açıklamalar verilmiş. Eğer yazar 1870’li yıllardaki Türkiye’yi bir nebze olsun doğru aktarabilmişse, bu bile Türkiye’nin ne kadar kısa zamanda ne kadar önemli bir yol katedilmiş olduğunu gösterir. Yazarın dunduğu çözüm önerilerinden biri ise Türkler’de görmüş olduğu gevşekliği Müslümanlığa bağlamasından dolayı Müslümanlıkla bağların koparılması gerektiği. Bunun yanında dyazarın yazdığı diğer çözüm önerilerinin önemli kısmı zaten hayata geçirilmiş durumda. Herşeye rağmen bir yabancının gözüyle 140 yıl öncesinin nasıl olduğunu öğrenmek ve nelerin değişip nelerin değişmediğini görmek bakımından okunabilir bir kitap.