“Bu ülke ne yazık ki 12 Eylül’le yeterince hesaplaşamadı. Adil Okay’ın Filistin’de tuttuğu günlük, 12 Eylül karanlığına bir mum ışığı oldu.“ Barış Açıkel“Sürgünün muhasebesinin gerekliliği karşımızda duruyor. Adil’inki bir adımdır, gerisinin de gelmesi dileğiyle...” Engin Erkiner‘12 Eylül ve Filistin Günlüğü’nü okurken yer yer boğuluyormuş gibi hissettim kendimi ve yer yer de coşkulu…” Eser yılmaz“Adil Okay'ın yayınladığı kitabın yarattığı etkiye baktığımızda, eksikliklerine rağmen bu kitabın yeni çalışmaları tetikleyeceğini söyleyebiliriz.” Hasan Balcı“Bu günlüklerin, güncelliğinden hâlâ hiç kaybetmeyen epey bir olguyu önümüze serdiğinden bahsetmek yerinde olur.” Hasan Gülbahar“Adil'in kitabı “içerde” neler olduğuna dair incelikli ipuçlarının biriktiği bir sergi...” Güler yıldızYıllarca sürgünde yaşamış ama bu durumu avantaja dönüştürmüş ender insanlardan biri Adil Okay. Sürgün hayatında ve sonrasında yeni bir dünya mücadelesini bırakmayarak, yazınsal-sanatsal çabaları ile de bu mücadeleye hâlâ destek verenlerden. Güney Yılmaz"(Adil Okay'ın kitabında) o günlerde en genç, en üretici, en heyecanlıgünlerini büyük coşkularla yaşayan bir grup inanmış insanın maceraları, devrimci atılımları yansıtılıyor." M. Şehmus Güzel“Adil Okay yaşadıklarını, ölenleri, izi kaybolanları anlatmış günlüklerinde. Hiçbir şey katmadan, artakalan mektupları ve solgun fotoğrafları bir araya getirerek…” Mustafa Akyürek“Bu kitabı nasıl temin edebilirim diye söylenip küçücük havalandırmaya çıkıp volta atmaya başladım. Çeyrek saat geçmemişti ki kapı mazgalı açıldı. Bir el kitabı mazgaldan içeri uzattı.” Kasım Karataş“Bu direnişe özne olanları (hayatta olan olmayan-) bir kez daha selamlamak istiyorum. Ütopya yayınevine böyle önemli bir kitabı bize kazandırdığı için teşekkür ediyorum.” Naci Güner“Adil Okay, El kapılarının çok farklı coğrafyalardaki gri gökleri altında (bir ucu Filistin’den öte ucu Avrupa’ya uzanan) sürgünlük mektebinin rahle-i tedrisinden geçmiştir…“ Temel Demirer“Filistin Günlüğü’ hepimizin kitabı. Dönemin aydınlanmasında, tarihin güncellenmesinde, belleklerin tazelenmesinde işlev görecek bir çalışma.” Salim Turgut“Adil Okay’ın kitabını okuyunca bundan, Orta Doğu ile ilgili onlarca kitap okumaktan daha çok yararlandığımı söyleyebilirim.” Selçuk Şahin Polat“12 Eylül ve Filistin Günlüğü’nde sürgün ruh hali çok çarpıcı tarif edilmiş…”Ziya Ulusoy
Çok güzel bir kitap. 12 Eylül’de yurtdışına çıkmak zorunda kalan insanların yeni bir mücadeleye nasıl girdiğini çok iyi bir şekilde anlatan bir kitap. Filistin halkıyla nasıl dayanışma sergilendiğini okudukça insan o günlerde yaşamak istiyor.
12 Eylül ve Filistin Günlüğü’, 12 Eylül darbesi yapıldıktan sonra Lübnan’a kaçan ve orada İsrail-Filistin savaşına tanık olan Adil Okay’ın, burada bulunduğu bir buçuk yıllık zaman dilimi içinde tuttuğu günlüğünden oluşuyor. Dolayısıyla günlük, kaleme alındığı zaman dilimi içerisinde, hem 12 Eylül darbesini hem de Filistin’de yaşanan savaşı, o zamanlar henüz yirmili yaşlarının ortalarında bir genç olan Okay’ın gözlerinden anlatıyor. Okay’ın günlüğü, Türkiye’nin sıkıntılı yakın dönemine dair önemli ayrıntılar sunduğu kadar, aynı zaman diliminde, en çatışmalı dönemlerini yaşayan Güney Lübnan’daki Filistin kamplarında yaşananlara dair tanıklığını sunmasıyla da ilgi çekiyor
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
MUHTEŞEM BİR KİTAP! TÜYLERİNİZ DİKEN DİKEN OLACAK OKURKEN…
Çok güzel bir kitap. 12 Eylül’de yurtdışına çıkmak zorunda kalan insanların yeni bir mücadeleye nasıl girdiğini çok iyi bir şekilde anlatan bir kitap. Filistin halkıyla nasıl dayanışma sergilendiğini okudukça insan o günlerde yaşamak istiyor.
12 Eylül ve Filistin Günlüğü’, 12 Eylül darbesi yapıldıktan sonra Lübnan’a kaçan ve orada İsrail-Filistin savaşına tanık olan Adil Okay’ın, burada bulunduğu bir buçuk yıllık zaman dilimi içinde tuttuğu günlüğünden oluşuyor. Dolayısıyla günlük, kaleme alındığı zaman dilimi içerisinde, hem 12 Eylül darbesini hem de Filistin’de yaşanan savaşı, o zamanlar henüz yirmili yaşlarının ortalarında bir genç olan Okay’ın gözlerinden anlatıyor. Okay’ın günlüğü, Türkiye’nin sıkıntılı yakın dönemine dair önemli ayrıntılar sunduğu kadar, aynı zaman diliminde, en çatışmalı dönemlerini yaşayan Güney Lübnan’daki Filistin kamplarında yaşananlara dair tanıklığını sunmasıyla da ilgi çekiyor