İsmail Cem, gazetecilikten TRT Genel Müdürlüğü'ne SHP'den CHP'ye, DSP'den YTP'ye, 30 yıldır aktif siyasetin içinde yer alan önemli bir isim. Kültür Bakanlığı'nın yanı sıra, beş yıl Türkiye'nin Dışişleri Bakanlığı'nı üstlendi. İsmi, iki kez Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gündeme geldi. 1970'lerde değiştiği soyadı 'İpekçi', çeşitli spekülatif tartışmalarda hep anıldı. Babası, İhsan İpekçi, Türk sinamasının ilk otuz yılına damgasını vurdu. Kuzeni Abdi İpekçi, Türk basınının en önemli aktörlerinden biri. Mensubu olduğu 'İpekçi Ailesi", yapısı ve nitelikleri bakımından önemli bir fenomen. Pek çok ünlü ismin yer aldığı İpekçi"ler, ticaret, finans, reklam, basın, siyaset, tiyatro, sinema, müzik, edebiyat gibi alanlarda iz bırakan bir büyük ailedir. Selanik'ten İstanbul'a göç eden bir ailenin yüz yıllık dönemde oynadığı rol irdelenmeye değer. Öte yandan "İpekçi Ailesi"nin atalarının da içinde yer aldığı klan, Hıristiyan İspanya'da engizisyondan kurtularak, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde kendine yeni bir varlık alanı açıyor. Aile, XVII. yüzyılda din değiştirmiş, kadim bir topluluğun, Türk ve Müslüman toplumu içindeki mahrem macarasına da ışık tutuyor.
Biraz sıkılarak bitirdiğim bir kitap çünkü merak ettiğim sorunun cevabını bulamadım. İsmail Cem’in sabetaycı olduğu hakkında hiç cevabı yok mu? Kitabın başından sonuna kadar bunu bekledim, ama bulamadım, dolayısı ile hayal kırıklığına uğradım…
Biyografik eserleriyle tanıdığımız yazar, eserinde İpekçi ailesinin Selanik’ten İstanbul’a uzanan hikayesini ve bu aile mensuplarının Türk toplumundaki rollerini ele alıyor. Özellikle de İsmail Cem’in doğumundan YTP genel başkanlığına uzanan hayat çizgisini belirliyor. Muradoğlu’nun kitabında ağırlıklı olarak İsmail Cem ve Abdi İpekçi’nin hayat hikayelerini buluyoruz. Onların mesleki ve sosyal ilişkileri, yetişme tarzları, fikir dünyaları, ayrıca, İpekçi ailesinin ticaret ve sanat dünyasındaki yerleri de etraflıca ele alınmış. Başka ticari meşgaleleri yanısıra filmcilikle de uğraşan ve sinema dünyamızın büyük işverenleri haline gelen İpekçilerin, mahkûmiyetinden önce ve hapishanede bulunduğu sırada Nazım Hikmet’i nasıl destekledikleri etraflıca anlatılıyor. Ayrıca İpekçi ailesi mensuplarının kimlerle evlendikleri, bu evliliklerden kimlerin doğduğu ve ne işler yaptıkları gibi bilgiler de kitapta yer alıyor.Eser, Sabetaycılıkla doğrudan ilgili değil. Fakat İpekçi ailesinin kökeni Sabetayist olduğu için, bu konuya da yer yer değinilmiş.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Biraz sıkılarak bitirdiğim bir kitap çünkü merak ettiğim sorunun cevabını bulamadım. İsmail Cem’in sabetaycı olduğu hakkında hiç cevabı yok mu? Kitabın başından sonuna kadar bunu bekledim, ama bulamadım, dolayısı ile hayal kırıklığına uğradım…
Biyografik eserleriyle tanıdığımız yazar, eserinde İpekçi ailesinin Selanik’ten İstanbul’a uzanan hikayesini ve bu aile mensuplarının Türk toplumundaki rollerini ele alıyor. Özellikle de İsmail Cem’in doğumundan YTP genel başkanlığına uzanan hayat çizgisini belirliyor. Muradoğlu’nun kitabında ağırlıklı olarak İsmail Cem ve Abdi İpekçi’nin hayat hikayelerini buluyoruz. Onların mesleki ve sosyal ilişkileri, yetişme tarzları, fikir dünyaları, ayrıca, İpekçi ailesinin ticaret ve sanat dünyasındaki yerleri de etraflıca ele alınmış. Başka ticari meşgaleleri yanısıra filmcilikle de uğraşan ve sinema dünyamızın büyük işverenleri haline gelen İpekçilerin, mahkûmiyetinden önce ve hapishanede bulunduğu sırada Nazım Hikmet’i nasıl destekledikleri etraflıca anlatılıyor. Ayrıca İpekçi ailesi mensuplarının kimlerle evlendikleri, bu evliliklerden kimlerin doğduğu ve ne işler yaptıkları gibi bilgiler de kitapta yer alıyor.Eser, Sabetaycılıkla doğrudan ilgili değil. Fakat İpekçi ailesinin kökeni Sabetayist olduğu için, bu konuya da yer yer değinilmiş.