İşletmeler toplumların ve ekonomilerin ayrılmaz birer parçasıdır. Kurumsallık ise günümüzün hızla değişen ve rekabetçi ortamında işletmeler için vazgeçilmez bir unsur haline gelmiştir. “Bir işletmenin paydaşları arasındaki ilişkileri düzenleyen” kurumsal yönetim sistemi, geçmişin –işletme sahipleri tek otorite olarak gören ve çıkar çatışmalarına sıklıkla sebep olan aile işletmesi anlayışından, günümüzün- bütün menfaat ve pay sahiplerini sürece dahil eden işletme anlayışına geçişte şüphesiz önemli rol üstlenmiştir. Muhafazakâr muhasebe kavramı ise muhasebe bilgi sisteminin manipüle edilmemiş, şeffaf ve doğrulanabilir finansal bilgi üretilebilmesi açısından gerekli olan anahtar kavramlardan birisidir. Temelde muhasebenin temel kavramlarından olan “ihtiyatlılık” kavramından türeyen muhafazakar muhasebe, “muhtemelen kârları hemen realize etme, ancak muhtemel zararlar için hemen harekete geç” prensibi doğrultusunda, işletmelerin henüz gerçekleşmemiş karları için herhangi bir işlem yapılmaması ancak gerçekleşmesi muhtemel olan zararlar için vakit kaybedilmeden karşılık ayrılarak önceden tedbir alınması esasına dayanır. Kurumsal yönetim ve muhafazakâr muhasebe kavramlarının her ikisinin de temelde şeffaf, doğrulanabilir ve kaliteli finansal bilgi üretmek ve muhasebe bilgi üretmek ve muhasebe bilgi sisteminde manipülasyonun önüne geçmek amacı güttüğü fikrinden hareketle, iki kavram arasındaki ilişkiye dair uluslararası literatürde çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların temel olarak “güçlü kurumsal yönetim yapısına sahip olan işletmelerde muhafazakâr muhasebe uygulamalarının artış gösterdiği” sonucuna ulaştığı görülmektedir. Dr. Sevgi Cengiz’in Türkiye’de kurumsal yönetim ve muhafazakâr muhasebe ilişkisini Dünya örnekleriyle karşılaştırmalı olarak bütün yönleriyle ele aldığı bu değerli çalışmasının da hem akademik literatüre, hem de uygulayıcılara katkı sağlayacağından eminim.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)