Burgess’ın orta sınıfla olan meselesi metinler boyunca sürüyor. En sütlü olanında şiddet dozu yüksekken diğer metinlerde giderek azalıyor, kara mizah orta sınıfın çıkmazlarından kaynaklanan absürt olaylarda tavan yapıyor. 30 gün boyunca piyano çalmaya çalışmak bunlardan biri. Dini bir filmin müziğini çalarken nihil şarkıları kullanmak da öyle. Üç kuşağın macerasında oldurulamayan işler babadan kıza, kızdan oğula geçiyor. Talihsizlikler işçinin işçi kalması gerektiğini söyler, piyanoçalanın ölmesini söyler, o zaman bir ölümün peşindeyiz. Piyanoçalan öldükten çok uzun bir zaman sonra anlatıcının hikâyesine göz atacağız. Ellen Henshaw’ın dumura uğratacak bir serüveni var.
Ellen Henshaw, ellili yaşlarının sefasını sürerken aklındaki bir projeyi hayata geçiriyor nihayet; Avrupa’nın çok egzotik şehirlerinden birinde rastladığı bir yazara babasının hikâyesini yazdırmaya başlıyor. Tanrı yardımcımız olsun.
Sessiz sinemalarda çalmaya başlamadan önce kızına piyano öğretiyor ve film süresince arka fonu oluşturuyor. Filmlerde veya kitaplarda denk gelmiş olabilirsiniz; filmlerin sadece görüntüden ibaret olduğu zamanlarda perdenin yanında bir de piyano bulunurmuş, filmin müziğini bu piyanoyu çalan adam yaparmış. Billy bu işte son derece iyi, dini bir filmin şarkılarını çalana kadar. Çok komik bir bölüm, anlatılamayacak cinsten. Ekmeğinin peşinde, dediği dedik ve sarhoş bir adama hiç hoşlanmadığı bir iş yaptırılırsa trajikomik hadiselerin doğması doğal. İşsiz kalan Billy, bir gösteri ekibinin piyanisti olmadan önce çok zor günler geçiriyor, ev sahibiyle yaşadığı problemler oldukça sıkıntılı. Adamın Ellen’a tecavüz etmesi de ayrı bir vaka. Toplumun en alt katmanındaki insanların ayrı bir ahlak sistemleri var, bir üst sınıfa çıkabilmek veya sadece kendilerini tatmin edebilmek için en yapılmayacak işleri yapabiliyorlar. Ellen’ın yaşlı bir adamla para karşılığı kurduğu ilişki, Billy’nin gösteri grubundaki ilişkileri Burgess’ın absürt penceresinden bakıldığında son derece gerçekçi. Piyanoçalanımızın gruptan kopmasına yol açan büyük kavga, cinsellik tabanlı ilişkilerin bir parodisi niteliğinde.
İki savaş ve bir kadın. Aydınlanma Çağı’nın geldiği son noktada sıkı bir eleştiri, sağlam bir mizah. Burgess yine ne yaptığını biliyor ama okurun ne yapacağını o da söyleyemez sanırım. Okuyun.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Burgess’ın orta sınıfla olan meselesi metinler boyunca sürüyor. En sütlü olanında şiddet dozu yüksekken diğer metinlerde giderek azalıyor, kara mizah orta sınıfın çıkmazlarından kaynaklanan absürt olaylarda tavan yapıyor. 30 gün boyunca piyano çalmaya çalışmak bunlardan biri. Dini bir filmin müziğini çalarken nihil şarkıları kullanmak da öyle. Üç kuşağın macerasında oldurulamayan işler babadan kıza, kızdan oğula geçiyor. Talihsizlikler işçinin işçi kalması gerektiğini söyler, piyanoçalanın ölmesini söyler, o zaman bir ölümün peşindeyiz. Piyanoçalan öldükten çok uzun bir zaman sonra anlatıcının hikâyesine göz atacağız. Ellen Henshaw’ın dumura uğratacak bir serüveni var.
Ellen Henshaw, ellili yaşlarının sefasını sürerken aklındaki bir projeyi hayata geçiriyor nihayet; Avrupa’nın çok egzotik şehirlerinden birinde rastladığı bir yazara babasının hikâyesini yazdırmaya başlıyor. Tanrı yardımcımız olsun.
Sessiz sinemalarda çalmaya başlamadan önce kızına piyano öğretiyor ve film süresince arka fonu oluşturuyor. Filmlerde veya kitaplarda denk gelmiş olabilirsiniz; filmlerin sadece görüntüden ibaret olduğu zamanlarda perdenin yanında bir de piyano bulunurmuş, filmin müziğini bu piyanoyu çalan adam yaparmış. Billy bu işte son derece iyi, dini bir filmin şarkılarını çalana kadar. Çok komik bir bölüm, anlatılamayacak cinsten. Ekmeğinin peşinde, dediği dedik ve sarhoş bir adama hiç hoşlanmadığı bir iş yaptırılırsa trajikomik hadiselerin doğması doğal. İşsiz kalan Billy, bir gösteri ekibinin piyanisti olmadan önce çok zor günler geçiriyor, ev sahibiyle yaşadığı problemler oldukça sıkıntılı. Adamın Ellen’a tecavüz etmesi de ayrı bir vaka. Toplumun en alt katmanındaki insanların ayrı bir ahlak sistemleri var, bir üst sınıfa çıkabilmek veya sadece kendilerini tatmin edebilmek için en yapılmayacak işleri yapabiliyorlar. Ellen’ın yaşlı bir adamla para karşılığı kurduğu ilişki, Billy’nin gösteri grubundaki ilişkileri Burgess’ın absürt penceresinden bakıldığında son derece gerçekçi. Piyanoçalanımızın gruptan kopmasına yol açan büyük kavga, cinsellik tabanlı ilişkilerin bir parodisi niteliğinde.
İki savaş ve bir kadın. Aydınlanma Çağı’nın geldiği son noktada sıkı bir eleştiri, sağlam bir mizah. Burgess yine ne yaptığını biliyor ama okurun ne yapacağını o da söyleyemez sanırım. Okuyun.