“Şimdi öyle bir şey ki yazmak, sigara tiryakiliğinden daha büyük bir tiryakilik. Sahiden. Ben elimden düşürmediğim sigarayı kolayca bıraktım, hiç de aramadım. Fakat yazmayı bırakamadım, tiryakilik o dereceydi. Şimdi yaklaşık son iki yıldır evden dışarı çıkamıyorum, yine de yazmadan duramıyorum. Yazmak, su içer gibi içimden geliyor hep. Son dönemde yatakta daha sık zaman geçiriyorum. Üç kere düşmüşüm yere. Doktorlar tarafından sırt üstü yatağa yatırılmışım. Zaman içinde yavaş yavaş kendime geldim. Fakat korkuyu yenemedim. O dönemde içimde büyük bir düşme korkusu vardı. Onu mutlaka bir biçim altında anlatmak istiyordum. Düşmek sadece yere düşmekten ibaret değil. Bir de manevi yanı var. Düşme Korkusu adı altında altı tane hikâye yazdım. Çünkü düşmenin çeşitli anlamları var. Saygınlığını kaybetmek var, değerini kaybetmek, gözden düşmek, çaresizliğe düşmek var. Bunun manevi yanını göz önünde tutarak düşme korkusunu yazmaya karar verdim.” Adalet Ağaoğlu
Kısacık öykülerle fazla dallandırıp budaklandırmadan söylüyor Adalet Ağaoğlu: Düşmenin bin türlü hali var diye … Bazen ne kadar korksan da, sakınsan da düşersin, korkunun ecele faydası yok… e kendi düşen de ağlamaz…
1996 yılında yürüyüşü esnasında bir aracın çarpması sonucu yaralanıyor Adalet Ağaoğlu ve uzun yıllar sürecek ‘mecburi’ ev hapsi başlıyor.
Tabi bu olay üzerine yazmayı ve hayata tutunmayı bırakmayıp onlarca eser kaleme alıyor.
•
Bu kazadan ve evde yatarak çalışma durumundan yola çıkarak şunları söylüyor:
“O dönemde içimde büyük bir düşme korkusu vardı. Onu mutlaka bir biçim altında anlatmak istiyordum. Düşmek sadece yere düşmekten ibaret değil. Bir de manevi yanı var.
Düşme Korkusu adı altında altı tane hikaye yazdım. Çünkü düşmenin çeşitli anlamları var.”
•
2018 yılında yayımlanan Ağaoğlu hikayeleri.
‘Düşmek’ mesajlı hikayeler bunlar.
•
Sizleri ilk karşılayacak hikaye olan ‘Yürüyüş’ de ne kadar da kendini anlatıyor:
Bir mizah yazarının yaşadığı kaza sonrası kaleminin etkisinin azalmasını konu edinirken.
•
Servetini kaybetme korkusu yaşayan bir zengin olduğu gibi bir çıkmaza düşen ‘orta sınıf’ memur da var bu hikayelerde.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Kısacık öykülerle fazla dallandırıp budaklandırmadan söylüyor Adalet Ağaoğlu: Düşmenin bin türlü hali var diye … Bazen ne kadar korksan da, sakınsan da düşersin, korkunun ecele faydası yok… e kendi düşen de ağlamaz…
1996 yılında yürüyüşü esnasında bir aracın çarpması sonucu yaralanıyor Adalet Ağaoğlu ve uzun yıllar sürecek ‘mecburi’ ev hapsi başlıyor.
Tabi bu olay üzerine yazmayı ve hayata tutunmayı bırakmayıp onlarca eser kaleme alıyor.
•
Bu kazadan ve evde yatarak çalışma durumundan yola çıkarak şunları söylüyor:
“O dönemde içimde büyük bir düşme korkusu vardı. Onu mutlaka bir biçim altında anlatmak istiyordum. Düşmek sadece yere düşmekten ibaret değil. Bir de manevi yanı var.
Düşme Korkusu adı altında altı tane hikaye yazdım. Çünkü düşmenin çeşitli anlamları var.”
•
2018 yılında yayımlanan Ağaoğlu hikayeleri.
‘Düşmek’ mesajlı hikayeler bunlar.
•
Sizleri ilk karşılayacak hikaye olan ‘Yürüyüş’ de ne kadar da kendini anlatıyor:
Bir mizah yazarının yaşadığı kaza sonrası kaleminin etkisinin azalmasını konu edinirken.
•
Servetini kaybetme korkusu yaşayan bir zengin olduğu gibi bir çıkmaza düşen ‘orta sınıf’ memur da var bu hikayelerde.