Dünya edebiyatının en önemli klasiklerinden olan İki Şehrin Hikâyesi, Paris ve Londra arasında gelişen olay kurgusuyla, tarihin en hareketli anlarından birinin, Fransız Devrimi’nin ekseni etrafında biçimlenir. Edebiyat dünyasının, “Dickens’ın en büyük tarihî romanı” olarak, yazarın kendisinin ise, “yazdığım en iyi hikâye” diye tanımladıkları yapıt, Fransız Devrimi ile terör dönemi kargaşasında yaşamak zorunda kalan bir grup insanın özel yaşamlarını aktarırken dönemin acımasız toplumsal koşullarını da irdeler.Hapsedildiği Bastille Zindanı’ndan kurtarılan Doktor Manette ile iş işten geçmeden İngiltere’ye göndermiş olduğu kızının on sekiz yıl sonra buluşmaları ve Londra’da yeni bir yaşam kurmaları; sevgi, dostluk, özveriyle örülmüş bu yaşamın Paris’te gelişen devrim dalgasının haberleriyle gölgelenişi, iki şehri yansıtıyor okuyucuya. Paris’teki karanlık günlerin karşısında Londra’daki aydınlık ve dingin günler yer alıyor. Ancak her iki şehir de karanlığın içinde umudu, aydınlığın içinde hüznü taşıyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Fransız İhtilali yıllarını konu alan bir eser. Londra ve Paris arasında geçen bir olay örgüsü var. Kitapta bolca o güne dair izler var.
sayfaları çok ince mini kitap diye alınmasını önermiyorum normal boyutu daha kullanışlı olacaktır sayfalar yırtılacak diye korkarak okudum
mini olması çok güzel her yerde okuyabiliyorsun fakat sayfalar çok ince çevirmekte zorlandım yırtılacağından korktum
Sadece iki şehrin değil, bir devrin, tüm insanlığın, tarihin hikayesi. Kesinlikle okunmalı.
İlk defa cep boy bir kitap aldım. Sayfaları biraz ince ama önemli olan eserin kendisi 🙂