Romalıların ihanetine uğradı, köleliğe zorlandı ve bir gladyatör olarak yeniden doğdu. Yurdundan ve sevdiği kadından koparılan bir adamın, kanlı arenalarda küllerinden doğuş öyküsünü heyecanla okuyacaksınız... O artık ateşli tutkuların esiri olmuş ve gaddarca yönetilen bir dünyada mücadele vermek zorundadır. Artık biliyordur hayatta kalmak için sıradan bir adamdan ve bir gladyatörden çok daha fazlası olmalıdır."Hiçbir zaman Elia, (ben özgür olana dek) kollarımçocuğumu sarmayacak. Geleceğin karanlık perdesini delebilirsin, fakat sabah güneşi Spartacus için nasıl parlayacak? Çürüyen cesedim üzerinde mi parlayacak, yoksa zafer dolu kollarımda mı ışıldayacak?"Yirminci yüzyılın en önemli tarihi romanlarından biri sıfatıyla yayınlanan bu eser, nesiller boyu baskıya ve zulme karşı mücadele eden halklar için bir ilham kaynağı oldu. Spartacus İskoçya’nın en yetenekli yazarlarından birinin kaleme aldığı son derece etkili anlatımıyla bir şaheser niteliğinde
Tarihi romanları çok severim o yüzden bu kitabı da aldım ama almaz olaydım. Çevirinin kötü olduğunu düşünüyorum ki bu cümlelerin düşüklüğünden belli oluyor ama yazarın da çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Kemal Tahir’in Devlet Ana’sından sonra bu kitabı okuyunca edebiyatımızın ne kadar da engin değerler yetiştirdiğini tekrar anladım.
“Bir insan ölünce herşeyini kaybeder ama bir köle ölünce sadece acılarını kaybeder.” SPARTACUSİhanetleri, acıları, savaşları, ölümleri, yenilgileri, galibiyetleri birbiri ardına hızlı ve soluksuz yaşayan bu tarihi kahramana bir kez daha hayran oldum. Köleliğe karşı başkaldırıpta böylesine tarihe mal olmak ve köleliğe, zorbalığa karşı; köle olmanın insan onuruyla bağdaşmadığını anlatmak ancak Spartacus’e bu kadar yakışır.Bir cift sözüm yayınevine; çeviri çok başarılı değil, basımevinin bariz baskı hataları kitabı adeta boğmuş, biraz daha dikkatli olunması gerekir diye düşüyorum. Bunun dışında artık klasikleşmiş bu eseri Spartacus’u yüreğinde hisseden herkesin okuması dileğiyle…
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Metroda ve uçakta okuyabileceğiniz ara-soğuk olarak adlandırılmasında bir sakınca görmediğim kitap türü.
Tarihi romanları çok severim o yüzden bu kitabı da aldım ama almaz olaydım. Çevirinin kötü olduğunu düşünüyorum ki bu cümlelerin düşüklüğünden belli oluyor ama yazarın da çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Kemal Tahir’in Devlet Ana’sından sonra bu kitabı okuyunca edebiyatımızın ne kadar da engin değerler yetiştirdiğini tekrar anladım.
“Bir insan ölünce herşeyini kaybeder ama bir köle ölünce sadece acılarını kaybeder.” SPARTACUSİhanetleri, acıları, savaşları, ölümleri, yenilgileri, galibiyetleri birbiri ardına hızlı ve soluksuz yaşayan bu tarihi kahramana bir kez daha hayran oldum. Köleliğe karşı başkaldırıpta böylesine tarihe mal olmak ve köleliğe, zorbalığa karşı; köle olmanın insan onuruyla bağdaşmadığını anlatmak ancak Spartacus’e bu kadar yakışır.Bir cift sözüm yayınevine; çeviri çok başarılı değil, basımevinin bariz baskı hataları kitabı adeta boğmuş, biraz daha dikkatli olunması gerekir diye düşüyorum. Bunun dışında artık klasikleşmiş bu eseri Spartacus’u yüreğinde hisseden herkesin okuması dileğiyle…