Lessing’in hayatında çarpıcı olan sadece onun kim ve ne olduğu değil, fakat gerçek anlamda kim ve ne olmadığıdır. Birbirinden çok farklı alanlarda ardında bıraktığı açık mirasa rağmen Lessing ne bir filozof ve ilahiyatçı ne de sanat felsefesi veya dram teorisi üzerine sistematik bir düşünürdür. Lessing’in Die Erziehung des Menschengeschlechts (İnsan Soyunun Eğitimi, 1777/80) başlıklı eseri insanı içinde mevcut olan en iyiye ulaşmak için hazırlayan vahyi, dünyanın nasıl aldığını ve halen almakta olduğunu açıklamaya çalışan bir denemedir. Bir bütün olarak insan soyunun eğitimi fikrini ve bütün toplumsal fenomenlerin karşılıklı olarak birbirine bağımlı olduğu varsayımını—insanın doğayla birliği ve ahlaki ve siyasi teorinin karşılıklı ilişkisi kavramını içerir. Aydınlanmanın önde gelen simalarından Lessing, yaklaşık iki yüz elli yıl sonra Türkçeye kazandırılan İnsan Soyunun Eğitimi’nde bu sorunun cevabını arıyor ve eğitimi “aklı hazır olduğu şeylere açma” olarak tanımlıyor.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Alman aydınlanma düşüncesinin ve humanite fikrinin felsefi kökenlerinden biri olan birçok önemli alman düşünürü de etkilemiş önemli bir metin.