Yaşamını dünyayı algılamaya ve güzelleştirmeye adamış tüm kadınlar bu kitapta birleşti!..Türkiye’de kadın hakları ve sendikal mücadele denince akla gelen ilk isim Yaşar Seyman... Sevgisini hesapsız, sabrını sonsuz sunduğu Oğlu Fırat’ı askere gönderince tüm anneler gibi O’nun da yüreği hasretle yanar... Yüreğindeki yangını Fırat askerde olduğu sürece ona yazarak söndürmeye çalışır. Ama toplumsal duyarlılığı O’na bir anne olmasının yanında bir kadın hakları savunucusu olduğunu unutturmaz. Hiç aklından çıkarmadığı oğlunun hasretine dünyayı değiştiren kadınların destansı öyküsü karışır... Dünyanın dönüşümüne emek ve sevgi katan tüm kadınlar Yaşar Seyman’ın "kalem parmaklarında" vücut buluyor... Yaşar Seyman’ın yazıları sımsıcak... Kültür şapka gibi başa giyilmez de yüreğe sinerse bir işe yarar... Emekçinin kültürü, Yaşar Seyman’ın yüreğine, inancı yazılarına sinmiş...İlhan SelçukYaşar Seyman’ın yazarlık kaynakları zengin, toprağı verimli. Önce sendikacı. Hayır, önce insan. Önce insan ideolojisine inanmış bir sendikacı. İnsanı, insanları seven bir yazar. İnsanları sevdiği, insan emeğine saygı duyduğu için sendikacı ve yazar.... Yaşar Seyman’ın bir başka özelliği de içtenliği ve coşkusu; alıp okurunu götürüyor.Nail Güreli
Yaşar Seyman’ın ‘Fırat’a Mektuplar’ı, askerlik yapan oğluna yazdığı gönderilmemiş mektuplardan oluşuyor. Bu mektuplarda, yaşamını dünyayı dönüştürmeye adamış kadınlar çıkıyor okurun karşısına. Clara Zetkin, Rosa Luxemburg, Maria Curie, Elenor Roosevelt, Florence Nightingale, Indra Gandi, Joan Baez, Simon de Beauvoir, Golda Meir, Leyla Halid ve Nejla Said bu kadınlardan birkaçı. Böylece, Türkiye’de kadın hakları ve sendikal mücadele konusunda önde gelen bir isim olan Seyman’ın mektupları; askerdeki oğlu Fırat’a duyduğu hasretle çerçevelenir ve yazarın anne yönünü merkeze alırken; aynı zamanda, kendisinin bir kadın hakları savunucusu kimliğine de olabildiğince vurgu yapıyor.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Yaşar Seyman’ın ‘Fırat’a Mektuplar’ı, askerlik yapan oğluna yazdığı gönderilmemiş mektuplardan oluşuyor. Bu mektuplarda, yaşamını dünyayı dönüştürmeye adamış kadınlar çıkıyor okurun karşısına. Clara Zetkin, Rosa Luxemburg, Maria Curie, Elenor Roosevelt, Florence Nightingale, Indra Gandi, Joan Baez, Simon de Beauvoir, Golda Meir, Leyla Halid ve Nejla Said bu kadınlardan birkaçı. Böylece, Türkiye’de kadın hakları ve sendikal mücadele konusunda önde gelen bir isim olan Seyman’ın mektupları; askerdeki oğlu Fırat’a duyduğu hasretle çerçevelenir ve yazarın anne yönünü merkeze alırken; aynı zamanda, kendisinin bir kadın hakları savunucusu kimliğine de olabildiğince vurgu yapıyor.