Doç. Dr. Metin BOZKUŞ tarafından kaleme alınan “Sivas Aleviliği” adlı eser önsöz, giriş, iki bölüm, sonuç ve kaynakçadan oluşmaktadır. Yapılan çalışma Sivas ili ve çevresindeki Alevi anlayışını ele almaktadır. Eserde Sivas Aleviliği ele alınmadan önce giriş bölümünde araştırma ile ilgili metodolojik bilgilere ve Sivas’ın tarihi gelişimine yer verilmiştir. Birinci bölümde Anadolu’da Aleviliğin tarihi gelişimi bölümü Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti zamanlarını ayrı ayrı inceleyen iki ana bölüme ayrılmıştır. Günümüzde Sivas ve çevresinde Aleviler adını taşıyan ikinci bölümde ise; Alevilerle ilgili kullanılan terimler açıklandıktan sonra Sivas ili ve ilçeleri (Merkez ilçe, Akıncılar, Altınyayla, Divriği, Doğanşar, Gemerek, Gölova, Gürün, Hafik, İmranlı, Kangal, Koyulhisar, Suşehri, Şarkışla, Ulaş, Yıldızeli ve Zara) alfabetik sıraya göre teker teker tarihi ve coğrafi yapıları ile ele alınarak nüfusları da belirtilerek teker teker dini yapıları günümüzde Sivas ve çevresinde Aleviler bölüm başlığı ile ele alınmıştır. Bu bölümde Sivas ili ve çevresinde yaşayan Alevi nüfusun yaşamış oldukları ilçe ve köy isimleri, köy nüfusları verilmiş ve daha sonra bu nüfus genel nüfusa oranlanmış böylece konu ile alakalı doyurucu bir istatistikî bilgiye ulaşılmış olmuştur. Üçüncü ve son bölümde ise Sivas ve çevresinde yaşayan Alevilerin iman esasları ile ilgili inançları, ibadet ve erkânları, ahlaki kuralları, örf ve adetleri Sivas ve çevresinde yaşayan Alevilerin dini durumları, örf ve adetleri bölüm başlığı altında ele alınmışlardır. Sonuç bölümünde ise kitabın genel bir değerlendirilmesine yer verilmiştir.Sivas’ta yaşanan Aleviliği anlayabilmek için muhakkak ki Aleviliğin ne olduğunu ve coğrafyamıza nasıl, nereden ve ne amaçla girdiğini iyi bilmek gerekecektir. Bu bağlamda tarihin derinliklerinde bir yolculuk elzemdir. Genel olarak Alevilik toplumumuzda cahil denilebilecek kırsal kesimde yaşayan ve günün günceliyle pekte yakinen ilgilenemeyen şehirden uzak toplumlar ve kişiler arasında daha çabuk yayılım alanı bulabilmiştir. Sadece Sivas değil Anadolu’nun birçok yerine bakıldığında Alevi köylerinin veya Alevi yerleşim yerlerinin şehirlerden uzak ve ulaşımın zor sağlandığı yerlerde kurulmuş olduğu görülecektir. Bu toplumdan tecrit olunmuşluk hali muhakkak ki toplumdan farklılaşmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Son yıllara kadar Alevilik hakkında pek fazla bir şey bilinmiyor ve bilinen şeyler ise ya eksik ya da yanlış şeylerden ibaret kalıyordu. Tabiî ki bunda maalesef kendini Alevi olarak tanımlayan insanlarda da suç vardı. Belki de bu bir savunma mekanizmasıydı ama yine de kendilerini insanlara tanıtmamaları ve insanlar tarafından yanlış bilinmeleri veya algılanmaları onlar için bazı olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. Tabiî ki bu kapalılık beraberinde kendi içinde olmayı ve zaten yazılı olmayan ve sadece sözlü olan dini kültürün bazı art niyetlilerce değiştirilmesine, insanlarca yapılmaya yapılmaya bazı dini davranışların unutulmasına ve hatta bu dini davranışların reddedilmesine ve neticesinde Anadolu’da birbirinden bağımsız hatta bazı kuralları yönüyle birbirinden zıt bazı inanışların doğmasına sebep olmuştur. O kadar ki bazen birbirine çok yakın mesafede olan iki Alevi beldesinde birbiriyle çelişebilen uygulamalar göze çarpmaktadır. Eserimiz genel olarak Sivas ve çevresinde bulunan Alevi toplumunu inceleyen bir eser olduğundan bazı beldelerdeki inanışlar ile bu inanışlar aynılık göstermeyebilir. Fakat Anadolu’da yaşayan Alevilerin çoğunun yapageldikleri veya uygulayageldikleri bazı inanışları da vardır.