Kemal Tahir'in Mütareke dönemi aydınların anlattığı "Esir Şehir" üçlemesinin ikinci kitabı olan Esir Şehrin Mahpusu'nda Kâmil Bey'in cezaevi günleri ele alınır. Türk toplumunun Osmanlılıktan Cumhuriyet'e geçişini irdelediği üçlemenin ilk kitabı Esir Şehrin İnsanları, Üçüncü kitabı ise Yol Ayrımı'dır.
Romanın temel esprilerinden biri Kamil Beyin cezaevine girerken suçu sorulduğunda raconu bilmediğinden, hırsızlıktan gelenlerin beylik ifadesi olan ‘iftira!’yı kullanması. İftiradan gelen Kamil Beyin millici abiliğe terfi etmesi sürecinde mütareke dönemi cezaevinde yaşanan vefasızlıklar, ihanetler ve sapkınlıklara da tanık oluyoruz. Kemal Tahir’in diyalogları müthiş. Halk gibi konuşan Tahir hakkında vaktiyle ‘Tahiri’lerden Halit Refiğ’in dediği ‘bütün edebiyat tarihinde Kemal Tahir’le karşılaştırılabilecek tek kişi Shakespeare’dir’ sözünü fazla iddialı bulmakla birlikte temel eleştirim üslubundan çok bakış açısına. Doğrusu Tahir hiç de enternasyonalist sayılmaz. Rumlara ilişkin düşmanca ifadeler, Kürtlerden bahsederkenki küçümser tavır beni rahatsız etti. Kemal Tahir’in Osmanlı’ya ve islama farklı yaklaşan bir marksist olduğu bildiğim birşeydi; artık merak ettiğim şeyse bu çizgideki bir yazarın nasıl olup da marksist diye nitelendiği. Herşeye rağmen okunmasa olmayacak bir kitap.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Romanın temel esprilerinden biri Kamil Beyin cezaevine girerken suçu sorulduğunda raconu bilmediğinden, hırsızlıktan gelenlerin beylik ifadesi olan ‘iftira!’yı kullanması. İftiradan gelen Kamil Beyin millici abiliğe terfi etmesi sürecinde mütareke dönemi cezaevinde yaşanan vefasızlıklar, ihanetler ve sapkınlıklara da tanık oluyoruz. Kemal Tahir’in diyalogları müthiş. Halk gibi konuşan Tahir hakkında vaktiyle ‘Tahiri’lerden Halit Refiğ’in dediği ‘bütün edebiyat tarihinde Kemal Tahir’le karşılaştırılabilecek tek kişi Shakespeare’dir’ sözünü fazla iddialı bulmakla birlikte temel eleştirim üslubundan çok bakış açısına. Doğrusu Tahir hiç de enternasyonalist sayılmaz. Rumlara ilişkin düşmanca ifadeler, Kürtlerden bahsederkenki küçümser tavır beni rahatsız etti. Kemal Tahir’in Osmanlı’ya ve islama farklı yaklaşan bir marksist olduğu bildiğim birşeydi; artık merak ettiğim şeyse bu çizgideki bir yazarın nasıl olup da marksist diye nitelendiği. Herşeye rağmen okunmasa olmayacak bir kitap.