Orijinal Adi: te'sir-i unsur-i emr be ma'ruf ve nehy ez münker der nehzed-i imam huseyn
ISBN: 9789755744971
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 80
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: 3. Hm. Kağıt
Boyut: 14 x 21.5 cm
Tanıtım Bülteni
Ben azgınlık fesad, zulüm yapmak ve makam elde etmek için Medine'den ayrılmadım. Ben dedemin ümmetini ıslah etmek, babam Ali b. Ebi Talibin yolunu ihya etmek için kıyam ettim. Yezid b. Muaviye benden biat istemeseydi bile yine de tuttuğum yolu sürdürdüm. Tarihin en trajik hadiselerinden biri olan Kerbela faciası imam Hüseyin'in yerine getirdiği emr-i maruf ve nehy-i münker ameline reva görülen feci bir katliamdı. Hüseyin b. Alinin amacı mevki ve makam değildi. Servet peşinde koşan biri olmadığı gibi fesad ve bozgunculuk çıkaran bir kişi de değildi. Zalim ve zorba birisi asla değildi. Bu ruh, ilk günden son güne ve son ana dek onun mukaddes vücudunda yer etmiş, onun kanından ve hislerinden bir parça olmuştu. Ömrünün son anlarında dahi sözlerinden yine gayret, cesaret ve büyüklüğün yankılandığını ve şöyle haykırdığını görüyoruz. Allah'ım önüme senin razı olacağın bir yol koy.
bu değerli eserde Hz. Hüseyin (a.s) ın kerbela ya neden gittiğini, görevinin ne olduğunu anlamamızda yardımcı olacak bilgiler mevcut. kitabı okurken farkedeceksiniz ki; kerbela tarihte yaşandığı ile ibaret kalmamış ve kıyamete kadar bir yol gösterici niteliğindedir. Murtaza mutahhari gibi bir üstad ın bunu güzel bir üslupla dile getirmesi de esere olumlu bir yön daha katmış.
EHL-İ BEYTİ SEVMEK İMANIN ALÂMETİDİRAllah Teâlâ, müminlere Resûlü’nün sevilmesini farz kıldığı gibi onun parçası olan ve kendisine inanan yakınlarının da sevilmesini, bu şekilde Peygamber’in (s.a.v) sevindirilmesini istiyor. Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:Bismillahirrahmanırrahim“Resûlüm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum.” (Şûrâ/23)Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz, Ashâb-ı kirâmı ve ümmetim Ehl-i Beyt’in hukunu iyi koruma konusunda şiddetle uyarmıştır:Zeyd b. Erkam (r.a) anlatıyor: Allah Rasûlü (s.a.v), Mekke ile Medine arasında Hummen denilen suyun başında bir hutbe verdi. Allah’a hamd, sena ve zikirden sonra şöyle buyurdu:“Ey insanlar! Dikkat ediniz; ben bir beşerim. Rabbimin ölüm elçisinin gelmesi ve benim ona icabet edip aranızdan gitmem yakındır. Sizlere hukuku ağır iki kıymetli emanet bırakıyorum. Birincisi Allah’ın Kitabı’dır. Onda nur ve hidayet vardır. Allah’ın Kitabına sımsıkı sarılın. Onunla meşgul olun, onu öğrenin, öğretin; hükümlerini anlayın. İkinci emanet Ehl-i beytimdir. Ehl-i Beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i Beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i Beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. ” Zeyd b. Erkam’ı dinleyenler arasında bulunan Husayn b. Sebre,“Ey Zeyd, Rasûlullah’ın (s.a.v) zevceleri de Ehl-i Beytten midir?” diye sordu, Zeyd (r.a),“Tabi ki Efendimizin hanımları da Ehl-i Beyttendir. Fakat Rasûlullah’ın (s.a.v) haklarının korunmasını istediği Ehl-i Beyt, kendilerine sadakanın haram olduğu kimselerdir” dedi. Husayn,“Onlar kimdir?” diye sorunca Zeyd b. Erkam (r.a),“Ali’nin ailesi, Akîl’in ailesi, Cafer ve Abbas’ın âilesidir” dedi. Husayn,“Bunlara sadaka haram mıdır?” diye sorunca, Zeyd (r.a),“Evet” dedi. (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 36; Nesâî, Sünen-i Kübrâ, Menâkıb, 9.)Müfessirlerin imamı Fahruddin er-Râzî (rah.) demiştir ki:“Resûlüm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum”âyet-i kerimesi (Şûrâ/23) Resûlullah’ın (s.a.v) Eh-i Beytini ve Ashabını sevmenin vacip olduğunu göstermektedir. Allah Resûlü (s.a.v) sahih hadislerinde:“Fatıma benden bir parçadır; onu üzen beni de üzer” (Ibnu Kesir, Tefsir, VII, 201) buyurmuş, Hz. Ali’yi, Hasan ve Hüseyin’i sevdiğini belirtmiştir. Efendimizin sevdiği kimseleri sevmek, bütün ümmete vaciptir. Sonra, her namazın sonunda Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ne salât ve selâm okunması, bütün ümmete emredilmiştir. Bu büyük bir makamdır; onlardan başka hiç kimseye nasip olmamıştır. Bütün bunlar gösteriyor ki, Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ni sevmek vaciptir.Efendimiz’in zevcesi Ümmü Seleme (r. anha) anlatıyor:Resûlullah (s.a.v) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’le yemek yedi. Yemekten sonra, onları üzerindeki elbise ile sardı ve,“Allahım! Bunlara düşman olana sen de düşman ol; bunları seveni sen de sev!”diye duâ etti. (Ebû Ya’lâ, Müsned, No:6951; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IX, 166-167.)Resûlullah (s.a.v) Efendimiz’in amcası Abbas (r.a) bir gün üzüntülü bir şekilde, Efendimiz’in huzuruna geldi ve,“Yâ Resûlellah! Kureyş bizden ne istiyor; birbirleriyle karşılaşınca güler yüz gösteriyorlar, bizimle karşılaşınca yüzleri değişiyor!” diye şikâyet etti. Allah Resûlü (s.a.v) bu hâle çok gazaplandı; yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra,“Allah’a yemin ederim ki, bir kalp sizleri Allah ve Resûlü için sevmedikçe o kalbe iman girmiş olmaz”buyurdu ve şöyle devam etti:“Ey insanlar! Kim amcama eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur. Hiç şüphesiz bir kimsenin amcası babası gibidir.” (Tirmizî, Menâkıb, 28; Ahmed Müsned, I, 207.)Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, Hz. Ali’ye hitaben: “Yâ Ali, seni ancak mümin olanlar sever; sana ancak münafıklar buğzeder.”buyurmuştur.( Müslim, iman, 131; Tirmizî, Menâkıb, 20; Nesâî, iman, 19.)İçinde Sunni kaynaklara ait hadislerin de oldugu bu bilgilerden sonra ve ilgili ayeti kerimeden sonra ortada tartışılacak bir şey kalmıyor.Size GADİRİHUM olayını hangi mezhepten olursanız olun iyi araştırmanızı tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Müthiş bir bakış açısı harika bir kitap
bu değerli eserde Hz. Hüseyin (a.s) ın kerbela ya neden gittiğini, görevinin ne olduğunu anlamamızda yardımcı olacak bilgiler mevcut. kitabı okurken farkedeceksiniz ki; kerbela tarihte yaşandığı ile ibaret kalmamış ve kıyamete kadar bir yol gösterici niteliğindedir. Murtaza mutahhari gibi bir üstad ın bunu güzel bir üslupla dile getirmesi de esere olumlu bir yön daha katmış.
Okurken Şehid Murtaza Mutahhari şii bir alim olduğunu göz önünde bulundurun.
kerbela’nın aslanı gönüllerin sultanı, peygamberimin torunu güzeller güzeli HÜSEYİN’im seni anlamak ve anlatabilmek dileğiyle…
EHL-İ BEYTİ SEVMEK İMANIN ALÂMETİDİRAllah Teâlâ, müminlere Resûlü’nün sevilmesini farz kıldığı gibi onun parçası olan ve kendisine inanan yakınlarının da sevilmesini, bu şekilde Peygamber’in (s.a.v) sevindirilmesini istiyor. Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:Bismillahirrahmanırrahim“Resûlüm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum.” (Şûrâ/23)Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz, Ashâb-ı kirâmı ve ümmetim Ehl-i Beyt’in hukunu iyi koruma konusunda şiddetle uyarmıştır:Zeyd b. Erkam (r.a) anlatıyor: Allah Rasûlü (s.a.v), Mekke ile Medine arasında Hummen denilen suyun başında bir hutbe verdi. Allah’a hamd, sena ve zikirden sonra şöyle buyurdu:“Ey insanlar! Dikkat ediniz; ben bir beşerim. Rabbimin ölüm elçisinin gelmesi ve benim ona icabet edip aranızdan gitmem yakındır. Sizlere hukuku ağır iki kıymetli emanet bırakıyorum. Birincisi Allah’ın Kitabı’dır. Onda nur ve hidayet vardır. Allah’ın Kitabına sımsıkı sarılın. Onunla meşgul olun, onu öğrenin, öğretin; hükümlerini anlayın. İkinci emanet Ehl-i beytimdir. Ehl-i Beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i Beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i Beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. ” Zeyd b. Erkam’ı dinleyenler arasında bulunan Husayn b. Sebre,“Ey Zeyd, Rasûlullah’ın (s.a.v) zevceleri de Ehl-i Beytten midir?” diye sordu, Zeyd (r.a),“Tabi ki Efendimizin hanımları da Ehl-i Beyttendir. Fakat Rasûlullah’ın (s.a.v) haklarının korunmasını istediği Ehl-i Beyt, kendilerine sadakanın haram olduğu kimselerdir” dedi. Husayn,“Onlar kimdir?” diye sorunca Zeyd b. Erkam (r.a),“Ali’nin ailesi, Akîl’in ailesi, Cafer ve Abbas’ın âilesidir” dedi. Husayn,“Bunlara sadaka haram mıdır?” diye sorunca, Zeyd (r.a),“Evet” dedi. (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 36; Nesâî, Sünen-i Kübrâ, Menâkıb, 9.)Müfessirlerin imamı Fahruddin er-Râzî (rah.) demiştir ki:“Resûlüm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum”âyet-i kerimesi (Şûrâ/23) Resûlullah’ın (s.a.v) Eh-i Beytini ve Ashabını sevmenin vacip olduğunu göstermektedir. Allah Resûlü (s.a.v) sahih hadislerinde:“Fatıma benden bir parçadır; onu üzen beni de üzer” (Ibnu Kesir, Tefsir, VII, 201) buyurmuş, Hz. Ali’yi, Hasan ve Hüseyin’i sevdiğini belirtmiştir. Efendimizin sevdiği kimseleri sevmek, bütün ümmete vaciptir. Sonra, her namazın sonunda Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ne salât ve selâm okunması, bütün ümmete emredilmiştir. Bu büyük bir makamdır; onlardan başka hiç kimseye nasip olmamıştır. Bütün bunlar gösteriyor ki, Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ni sevmek vaciptir.Efendimiz’in zevcesi Ümmü Seleme (r. anha) anlatıyor:Resûlullah (s.a.v) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’le yemek yedi. Yemekten sonra, onları üzerindeki elbise ile sardı ve,“Allahım! Bunlara düşman olana sen de düşman ol; bunları seveni sen de sev!”diye duâ etti. (Ebû Ya’lâ, Müsned, No:6951; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IX, 166-167.)Resûlullah (s.a.v) Efendimiz’in amcası Abbas (r.a) bir gün üzüntülü bir şekilde, Efendimiz’in huzuruna geldi ve,“Yâ Resûlellah! Kureyş bizden ne istiyor; birbirleriyle karşılaşınca güler yüz gösteriyorlar, bizimle karşılaşınca yüzleri değişiyor!” diye şikâyet etti. Allah Resûlü (s.a.v) bu hâle çok gazaplandı; yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra,“Allah’a yemin ederim ki, bir kalp sizleri Allah ve Resûlü için sevmedikçe o kalbe iman girmiş olmaz”buyurdu ve şöyle devam etti:“Ey insanlar! Kim amcama eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur. Hiç şüphesiz bir kimsenin amcası babası gibidir.” (Tirmizî, Menâkıb, 28; Ahmed Müsned, I, 207.)Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, Hz. Ali’ye hitaben: “Yâ Ali, seni ancak mümin olanlar sever; sana ancak münafıklar buğzeder.”buyurmuştur.( Müslim, iman, 131; Tirmizî, Menâkıb, 20; Nesâî, iman, 19.)İçinde Sunni kaynaklara ait hadislerin de oldugu bu bilgilerden sonra ve ilgili ayeti kerimeden sonra ortada tartışılacak bir şey kalmıyor.Size GADİRİHUM olayını hangi mezhepten olursanız olun iyi araştırmanızı tavsiye ederim.