“Sultanmurat”ta savaşın cephe gerisi anlatılır. Çocukluk yılları, insanın görüşlerinin, dünyasının şekillendiği yıllardır, pek tabii sonraki yıllarda yaşananlar çocukluğun izlerini taşır. Eserde, Sultanmurat ve arkadaşları, sevgilisi Mırzagül, Manas’ın kahraman çocuklarının hikâyesi dile getirilir. W. Levtchenko, yazara neden ısrarla savaşı işlediğini sorduğunda; şu anda savaşın olmamasının, onun unutulacağını, tekrar olmayacağını düşünmeyi gerektirmediğini söyler. “Bütün sanatlarda bu yapılmalıdır. İnsanlık bu sayede savaşa karşı uyanık tutulabilir. İnsani açıdan olmak kaydıyla bu konu devamlı olarak işlenmeli.” der.Sultanmurat turnaların erken gelmelerinin iyiye işaret sayıldığını hatırladı. Eyerin üzerinde doğrulup geriye bakarak Anatay’a seslendi: “Erken geldiler, çok iyi haber! Ürün bol olacak! Bereketli olacak!”(…)Olanca hızlarıyla, büyük bir coşkuyla koşuyorlardı. Yakından göreceklerdi turnaları. Kocaman, harika kuşlardı herhâlde. Nasıl, nasıl da hızlı koşuyordu! Sultanmurat! Toprak ayaklarının altından kayıp gidiyor, daha ilerideki topraklar da ona doğru koşuyordu. Karşıdaki karlı dağlar da, süzülüp açılan ve üzerlerinden gözünü ayırmadığı turnalar da ona doğru koşuyordu. Koşmaktan, duyduğu sevinç ve coşkudan, tıkanacak gibi oluyor ama turnalara doğru koşarken, “Ah!” diyordu, “Turnaların birinden bir kanat, bir tüy düşse ne iyi olurdu!”. Onu alıp saklayacak, sonra Mırzagül’e verecekti. Bütün olanları, bütün gördüklerini anlatacaktı ona. Yeter ki bir kanat geçirsin eline, yeter ki yakından görsün turnaları! Koşuyordu ve yüreği de Mırzagül’e olan sevgisiyle dolup taşıyordu. Ah bir tüy geçirse eline! Hemen koşup giderdi ona doğru... Elinde bir turna tüyü, ona doğru...İnsanın temel meselelerini, aşkını, hasretini, düşüncelerini kısacası insanı anlattı Cengiz Aytmatov. Kökü Manas’tı. Gelenekten geleceğe uzanıyordu düşünceleriyle. Yepyeni ufuklara açılıyordu. Çocukluğunda dinlediği masallar, gençliğinde hasret ve hüzünle eşlik ettiği şarkılar, ozanların yaktığı türküler dünya görüşünün temelini oluşturdu. İnsanların gönlünü kazandı eserleriyle. Dünyanın dört bir tarafında okundu.O, yazılmamış bir tarihin dilini keşfederek sadece insanları ve tabiatı değil, insanın ve tabiatın hâllerini bu dille anlatıyor eserlerinde. Okuyucuyu çeken de onun bu özgün kurgusu ve üslubu oluyor.
Aytmatov’un yine yalın ve sade anlatım diliyle okuyucuyu yormayan bir eseri. Her yaşta insanın okuduğunu dikkate alan yazarları artık bulabilmek zor. günümüz yazarları her nedense sıradan olma gayretiyle bu çizgiden gitgide uzaklaşıyorlar.
Boşuna dünya çapında ün yapmış bir yazar değil. Diğer bütün eserleri gibi bu hikayesi de çok güzel. Dönemini ve toplumunu insan ruhunu çok başarılı anlatmış.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Aytmatov’un yine yalın ve sade anlatım diliyle okuyucuyu yormayan bir eseri. Her yaşta insanın okuduğunu dikkate alan yazarları artık bulabilmek zor. günümüz yazarları her nedense sıradan olma gayretiyle bu çizgiden gitgide uzaklaşıyorlar.
Boşuna dünya çapında ün yapmış bir yazar değil. Diğer bütün eserleri gibi bu hikayesi de çok güzel. Dönemini ve toplumunu insan ruhunu çok başarılı anlatmış.
cengiz aytmatovun tüm kitapları gibi bu da çok güzel.Tavsiye ederim.
cengiz aytmatov her kitabında ayrı bir hayranlık uyandırıyor gerçekten
Aymatov tartışmasız çok iyi bir yazar. Bu hikayesi de en az diğer kitapları kadar çok güzel.