İçimi sımsıcak saran bir mutlulukla Ayasofya'dan Beyazıt'a doğru yavaş yavaş yürüyordum; neşeli İstanbulluların keyiflerince kullandıkları, pırıl pırıl, motorlu araç trafiğine kapalı, çeşit çeşit ağaçlarla bezenip gölgelendirilmiş, kuş seslerinin su seslerine karıştığı bir Divanyolu'ylu bu. Tarifsiz güzellikler içindeydim. Bütün tufeyli binalar ortadan kaldırılmış ve iki taraftaki tarihi eserler özenle restore edilerek Hocapaşa yangınından önceki kimliklerini yeniden kazanmışlardı. Yeni binalarsa tarihi yaplarla kusursuz bir biçimde kaynaşmış görünüyor, yani "Türk İstanbul"un bütün asli çizgilerini taşıyorlardı.Divanyolu cetvelle çizilmiş gibi dümdüz bir cadde değil, zaman zaman dakalıp genişleyerek harika sürprizler hazırlayan, kendiliğinden oluşuş bir "yol"du. İstanbul'un ilk camilerinen biri olan Firuzağa, sıbyan mektebi, türbesi, haziresinde nasıl da keyfince yayılmıştı.
Hep denir “zarfa değil mazrufa bak” diye. Tamam kabul içerik, muhteviyat önemli ama kardeşim dış görünüş de önemli yahu!.. Ruhu güzel olsun yüzü değil diyenlerin alayı güzel yüzlü peşinde koşuyor. Ben kitabın içeriği kadar yüzüne de önem veririm. Bir kitap kapağı ve tasarımıyla da güzel olmalı. Bu kitap hem kapağı hem de tasarımıyla mükemmel; içeriği zaten güzel. E boşuna dememişler küp içindekini sızdırır diye!..
bir caddeden koskoca bir tarih yazılabilirmi..hemde dünya tarihine yön veren iki büyük devletin tarihi..bizansın başkenti kostantiniyyenin ilk ve en büyük caddesinin bir devletin en başından sonuna tarihine tanık oldunuğu, kostantiniyyeyi fetheden genç hükümdarın bu caddeden geçerek ayasofyaya gittiğini,seferi hümayunlarda sancağın bu caddeden geçerek yeni fetihlere gitmesini,devleti yıpratan isyanların bu caddede başladığını yada sonuçlandığını düşünürsek elbette yazılabilir..ve bu tarih usta bir kalemden eserin sayfalarına aktarılırsa keyifli bir tarih sohbeti başlıyor..eserin sayfalarını karıştırdıkça istanbulu da sokak sokak cadde cadde dolaşmıya başlıyorsunuz.. keyifli sohbetlerden kalkıp ateşli isyanların ortasında buluyorsunuz kendinizi.. bir caddede gezinirken hem keyif almak hemde tarihin kendini tarihin içinde bulamk isteyenler için mükemmel bir eser…
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
uzun ve titiz bir çalışmanın meyvesi divan yolunun tarihini merak edenlrein okumasıgereken bir kitap
Hep denir “zarfa değil mazrufa bak” diye. Tamam kabul içerik, muhteviyat önemli ama kardeşim dış görünüş de önemli yahu!.. Ruhu güzel olsun yüzü değil diyenlerin alayı güzel yüzlü peşinde koşuyor. Ben kitabın içeriği kadar yüzüne de önem veririm. Bir kitap kapağı ve tasarımıyla da güzel olmalı. Bu kitap hem kapağı hem de tasarımıyla mükemmel; içeriği zaten güzel. E boşuna dememişler küp içindekini sızdırır diye!..
bir caddeden koskoca bir tarih yazılabilirmi..hemde dünya tarihine yön veren iki büyük devletin tarihi..bizansın başkenti kostantiniyyenin ilk ve en büyük caddesinin bir devletin en başından sonuna tarihine tanık oldunuğu, kostantiniyyeyi fetheden genç hükümdarın bu caddeden geçerek ayasofyaya gittiğini,seferi hümayunlarda sancağın bu caddeden geçerek yeni fetihlere gitmesini,devleti yıpratan isyanların bu caddede başladığını yada sonuçlandığını düşünürsek elbette yazılabilir..ve bu tarih usta bir kalemden eserin sayfalarına aktarılırsa keyifli bir tarih sohbeti başlıyor..eserin sayfalarını karıştırdıkça istanbulu da sokak sokak cadde cadde dolaşmıya başlıyorsunuz.. keyifli sohbetlerden kalkıp ateşli isyanların ortasında buluyorsunuz kendinizi.. bir caddede gezinirken hem keyif almak hemde tarihin kendini tarihin içinde bulamk isteyenler için mükemmel bir eser…