"Açıların üstüme kar gibi yağdığını söylüyorlar.Kendimi sıcak hissediyorum, üstümde kar tutmuyor.Bütün hayat, mutluluklar dönüp duruyor.Gerçek uzanıp uyumuştur.Uyanık olansa bir çocuğun başını okşar gibi sevdiğimiz, yanımızda tuttuğumuz inandığımız sanrıdır."Sanıyor" olmanın hafifliği, "sandığımız" bilmediğimiz sürece, ne güzel.Çoktan ilk giysilerini çıkarmıştır herkes. Ama bunu bilmek onlara ne verir? Ben onlara yeni giysilerinin yakıcılığını, rahatsızlık verici olduğunu ve iğreti durduğunu anlatsam, onlar, yakıcı, rahatsız edici ve iğreti olduğunu bilmedikleri sürece neye yarar?Neden onları taş üstünde yatmanın yüceliğine inandırmak isteyeyim? Rahat yataklarımız var ya! Mutlu ve gelip geçmekte olan hayatımızı en azından memnunluk içinde yaşayabilmemiz için tek yapmamız gereken, gerçeği uyandırmamaktır.Bırakalım uyusun"
“Cesaret, kendi yazgısını yazdırır insana. Sevebilmek için arınmak gerek. Geçmişten, kötülükten, hırstan ve kibirden, öfkeden ve kinden.” İlginç bir roman. Keşke mutlu sonla bitebilseydi. Ama gerçekten güzel bir kitap.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
“Cesaret, kendi yazgısını yazdırır insana. Sevebilmek için arınmak gerek. Geçmişten, kötülükten, hırstan ve kibirden, öfkeden ve kinden.” İlginç bir roman. Keşke mutlu sonla bitebilseydi. Ama gerçekten güzel bir kitap.