Rusya Çarlığı’nın oldukça çalkantılı ve karmaşık son döneminde gazeteci, yazar ve siyasetçi olarak yoğun faaliyet göstermiş olan Ariadna V. Tyrkova, 20. yüzyıl başı Rus entelejensiyasının benzersiz şahsiyetlerinden biridir. Onu özel kılan sadece savaşlar, isyanlar, iç çatışmalar, darbelerle dolu bir dönemde bir kadın olarak ön saflarda yer alması değil, inandığı değerlere olan bağlılığıdır. Düşünceleri uğruna hapse girmeyi, kovuşturmaya uğramayı göze alan Tyrkova, 1905 Devrimi’nden 1917 senesine, Çarlık rejiminin yıkılışına değin pek çok liberal ve meşrutiyet yanlısı gazetede yazılar yazmış, Anayasal Demokrasi (Kadet) Partisi’nin tek kadın üyesi olarak siyasette aktif faaliyet göstermiştir. Çarlık rejiminin kovuşturmaları nedeniyle sık sık yurtdışına çıkmak zorunda kalan Tyrkova, 1911-12 yılları arasında İngiliz Morning Post gazetesinin muhabiri olarak aralıklarla Osmanlı topraklarında bulunmuştur. Tıpkı Rusya gibi son derece çalkantılı bir süreçten geçen Devlet-i ‘Aliyye’nin durumunu İstanbul’dan, içten gözlemleme fırsatı yakalayan Tyrkova, gerek üst düzey devlet adamları ve siyasetçilerle, gerek Türk yazarlarla, gerekse halktan kimselerle yaptığı görüşmelerle, yerinden aktardığı izlenimlerle gazetecilik becerisini göstermiştir. II. Meşrutiyet Devri’nde iktidar-muhalefet ilişkilerindeki gerginliğe, Trablusgarp Savaşı’nın başkentteki yansımalarına, 1912 Meclis-i Mebusan seçimlerine birinci elden şahit olan ve ayrıntılı gözlemlerini kâğıda döken yazar, ayrıca dönemin önemli İttihatçı liderleri ve Türk aydınları olan Hüseyin Cahit Yalçın, Halide Edip Adıvar ile de görüşmeler, sohbetler yapmış, onları canlı bir şekilde tasvir etmiştir. Tyrkova, Türkiye’ye dair tüm gözlem ve notları Rusya’daki çeşitli yayın organlarında basıldıktan sonra, 1916 senesinde, I. Dünya Savaşı sırasında tek bir kitap halinde birleştirmiştir. II. Meşrutiyet Devri’ne dair birinci elden bir kaynak olan Jön Türkler ve İstanbul, okuyucuya dışarıdan, bir Rus liberalinin gözünden Türk tarihinin bu kritik dönemini zengin, canlı bir anlatımla kavrama fırsatı verecektir.


Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Farklı bir bakış açısı, değerli bir eser.
Yabancı biri Tarihimizi nasıl yorumluyor ?
KRONİK KİTAP KALİTESİNİ KONUŞTURUYOR.
Müellifinin gazeteci, siyasetçi ve aktivist, hem Çarlık hem de Bolşeviklere muhalif bir kadın olduğu eserde baştan aşağıya oryantalist izleri taşımaktadır. Israrla Anadolu yerine Asya tanımlamasını kullanmıştır. 1911-1912’yıllarının yanı sıra 1916’da kaleme aldığı metinleri de içeren bu eser başka bir Osmanlıyı anlatmaktadır. Adana’daki Ermeni olaylarında Türkleri katil gösterip, Ermenilerin mazlum olduğuna dikkat çekmiştir. İstanbul’daki Ermeni entelektüel çevresindeki şahsiyetlerin çoğunluğunun Rusya doğumlu olmasından da bahsederken övünç içerisindedir. Müellife göre II. Meşrutiyet öncesi bir hiçtir. Talat Paşa, Hüseyin Cahid, Halide Edib isimlerde yer almaktadır. Müellife göre İstanbul’un Türk sakinleri karanlık bir çağda kalmıştır. Meclis-i Mebusan oturumlarından malumatlar da bildiren müellif Osmanlı’daki eğitim sistemine de değinmiş. Bir asır sonra Türkçeye kazandırılan bu eser, her ne kadar reddiyelerle dolu olsa da, bir Rus liberalin bakışını yansıtması açısından kıymetlidir.
Avrupalıların Ruslara bakarken taktığı oryantalist gözlüğü burada Rus gazeteci almış, Osmanlıya çevirmiş. Döneme dair yeni, ekstra bir bilgi yok. Sadece Kadetler Osmanlıya nasıl bakıyor anlamak için bir örnek olabilir.